Karbon vergisi, çevreye zarar veren karbon emisyonlarını azaltmayı amaçlayan bir vergilendirme sistemidir. Bu yazıda karbon vergisinin temel işleyişi, dünyada ve Türkiye’deki uygulamaları, sektörel etkileri ve ekonomik sonuçları inceleyeceğiz. Karbon vergisi, çevre koruma açısından önemli bir araç olmasına rağmen, ekonomik ve sektörel etkileri tartışmalı konular arasında yer alıyor. Verginin avantajları arasında çevre kirliliğinin azalması ve yenilenebilir enerjiye teşvik bulunurken, dezavantajları ise yüksek maliyetler ve bazı sektörler üzerindeki olumsuz etkiler olarak sıralanabilir. Aynı zamanda, karbon vergisinin nasıl optimize edilebileceği ve azaltılabileceği konularını da ele alacağız.

Karbon Vergisi Nedir?

Karbon vergisi nedir sorusuna yanıt arayanlar için, bu verginin kökeni ve amacı hakkında detaylı bilgi sunmak oldukça önemlidir. Karbon vergisi, sera gazı emisyonlarını azaltmak için kullanılan ekonomik bir araçtır. Dolayısıyla, fosil yakıtların kullanımı sonucu atmosfere salınan karbondioksit miktarını sınırlamayı hedefler. Bu vergi, çevre kirliliğine neden olan faaliyetleri daha az çekici hale getirerek ve temiz enerji kaynaklarını teşvik ederek gezegenimizin çevresel dengesine katkıda bulunmayı amaçlar. Ticari faaliyetler, ulaşım sektörü ve endüstriyel üretim gibi yüksek emisyonlu sektörlerde uygulanması yaygındır. Özellikle enerji üretim süreçleri, karbon vergisiyle doğrudan ilgilenen alanların başında gelir. Tabloyu incelediğinizde, karbon vergisinin etkilerinin ekonomik ve çevresel alanlarda nasıl dağıldığını anlayabilirsiniz:
Alan Etkisi
Ekonomik Fosil yakıt maliyetlerini artırarak yenilenebilir enerji yatırımlarını artırır.
Çevresel Sera gazı emisyonlarını azaltır ve hava kalitesini iyileştirir.
  Temel olarak, karbon vergisi sürdürülebilir kalkınmayı teşvik etmek amacıyla çevresel maliyetleri içselleştirir. Birçok ülke, karbon emisyonlarını kontrol altına almak için bu aracı kullanmaktadır. Bu vergi uygulaması sadece çevresel değil, aynı zamanda ekonomik olarak da önemli avantajlar sağlar. Örneğin, karbon vergisinden elde edilen gelirler genellikle çevre koruma projelerine veya yeşil teknolojilere yatırım yapmak için kullanılır. Dolayısıyla, karbon vergisi iklim değişikliğiyle mücadele için etkin bir çözüm sunar. Ancak, bu verginin başarılı olabilmesi için global bir işbirliği ve ülkeye özgü stratejilerin belirlenmesi büyük önem taşır.

Karbon Vergisi Nasıl Çalışır?

Karbon vergisi, çevre üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla karbon emisyonlarından sorumlu kuruluşlar ve bireyler tarafından ödenen bir vergidir. Karbon vergisi, genellikle fosil yakıtların yakılması sonucu ortaya çıkan karbon dioksit (CO2) emisyonlarının miktarına dayalı olarak belirlenir. Bu vergi sistemi, karbon salınımını ekonomik açıdan cazip olmayan bir hale getirerek emisyonların düşürülmesini teşvik eder. Ülkeler, karbon vergisi uygulayarak hem çevreyi korumayı hem de yenilenebilir enerji kaynaklarını desteklemeyi amaçlar. Karbon vergisinin çalışma mekanizması birçok faktöre bağlı olarak değişiklik gösterebilir, ancak genel olarak şu adımlardan oluşur:
  • Emisyonların Ölçülmesi: Şirketler ve bireyler tarafından oluşturulan karbon emisyonları titizlikle ölçülür ve kayıt altına alınır. Örneğin, bir enerji santrali, yılda ne kadar karbon dioksit salınımı yaptığını belirler.
  • Verginin Hesaplanması: Ölçülen emisyon değerlerine dayanarak karbon vergisi hesaplanır. Genellikle ton başına karbon dioksit miktarına göre bir vergi miktarı belirlenir. Vergi oranları ülkelere göre değişiklik gösterebilir.
  • Verginin Tahsili: Hesaplanan karbon vergisi, belirli bir dönem sonunda ödenir. Vergi, özel enerji tüketim faturalarına dahil edilebilir veya ayrı bir vergi olarak tahsil edilebilir.
  • Fonların Kullanımı: Toplanan vergi gelirleri, çevresel projeler, yenilenebilir enerji yatırımları, sürdürülebilir tarım gibi alanlarda kullanılabilir. Bu şekilde, karbon vergisi ekonomik ve çevresel faydalar sağlamak için geri döner.
“Karbon vergisi, sadece çevreye zarar veren şirketlerin değil, bireylerin de tüketim alışkanlıklarını gözden geçirmesine yol açabilir.” Sonuç olarak, karbon vergisi, çevresel etkileri ekonomik bir maliyet haline getirerek sürdürülebilir bir gelecek için önemli bir araçtır. Hem yerel hem de küresel seviyede, çevresel bilincin artırılmasına ve iklim değişikliğiyle mücadelenin desteklenmesine yardımcı olur.

Karbon Vergisi Uygulayan Ülkeler

Karbon vergisi uygulayan ülkeler, çevresel sürdürülebilirliği arttırmak ve sera gazı emisyonlarını azaltmak amacıyla çeşitli politikalar geliştirmiştir. Bu ülkeler arasında öncü rol oynayan birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülke bulunmaktadır. Karbon vergisi, genellikle fosil yakıtların yakılması sonucunda ortaya çıkan karbondioksit (CO2) emisyonlarını hedef alır ve bu sayede enerji tüketiminden kaynaklanan çevresel zararları en aza indirmeyi amaçlar.
Ülke Vergi Uygulama Tarihi Vergi Tutarı
İsveç 1991 $120/ton CO2
Kanada 2019 $40/ton CO2
Almanya 2021 €25/ton CO2
Güney Kore 2015 $10/ton CO2
İsveç, karbon vergisi politikasını 1991 yılında uygulayan ilk ülkelerden biri olmuştur ve günümüzde ton başına yaklaşık $120 vergi uygulanmaktadır. Bu yüksek tutar, İsveç’in yenilenebilir enerjiye geçişte gösterdiği kararlılığı göstermektedir. İsveç, enerji sektöründeki dönüşümü hızlandırarak çevreci politikalar konusunda öncü bir konuma gelmiştir. Kanada, 2019 yılında karbon vergisini uygulamaya başlamış olup, ton başına $40 vergi uygulamaktadır. Kanada’nın karbon vergisi politikası, ekonomik gelişmeyi sürdürülebilir kılmak ve çevreyi korumak arasında bir denge kurmayı amaçlamaktadır. Ülke, bu politika sayesinde emisyonlarını önemli ölçüde azaltmayı hedeflemektedir. Almanya da Avrupa’da karbon vergisi uygulayan ülkelerden biridir. Almanya, 2021 yılında karbon vergisini yürürlüğe sokmuş ve ton başına €25 vergi uygulamaya başlamıştır. Almanya’nın bu yaklaşımı, yenilenebilir enerji kaynaklarını teşvik etmeyi ve fosil yakıtların kullanımını azaltmayı hedeflemektedir. Bu alandaki liderlik Almanya’ya, Avrupa’nın en çevre dostu ülkelerinden biri olma unvanını kazandırmaktadır.
  • İsveç: İlk uygulayan ülke, yüksek vergi tutarı
  • Kanada: 2019’dan beri uyguluyor, ekonomik denge
  • Almanya: 2021’den beri, yenilenebilir enerji teşviki
  • Güney Kore: 2015’te uygulamaya geçti, düşük vergi tutarı
Güney Kore, 2015 yılında karbon vergisi uygulamaya başlayan Asya ülkelerinden biridir. Güney Kore, ton başına $10 vergi oranıyla diğer ülkelere kıyasla daha düşük bir miktar belirlemiştir. Ancak, bu ülkenin amacı da diğerleri gibi çevresel sürdürülebilirliği arttırmak ve yenilenebilir enerji kullanımını teşvik etmektir. Bu ülkeler, karbon vergisi politikaları ile çevresel sürdürülebilirlik ve ekonominin uyum içinde çalışmasını sağlamaya çalışmaktadır. Karbon vergisi uygulayan ülkelerin bu örnekleri, diğer ülkeler için de önemli bir ilham kaynağı olmaktadır.

Türkiye’de Karbon Vergisi

Küresel iklim değişikliği tehdidi, ülkeleri karbon emisyonlarını azaltmak için çeşitli politikalar geliştirmeye zorlamaktadır. Türkiye de bu bağlamda, karbon vergisi uygulamasını değerlendiren ülkeler arasında yer almaktadır. Karbon vergisi, çevre kirliliğini ve iklim değişikliğini önlemek amacıyla, fosil yakıtların kullanımını sınırlayan ve karbon emisyonlarını azaltmayı hedefleyen bir mali aracıdır. Türkiye’de karbon vergisi, hükümetin ekonomik büyümeyi sürdürürken çevresel sürdürülebilirliği de gözeten bir politika geliştirme arzusunu yansıtmaktadır. Türkiye, karbon vergisi politikalarını oluşturan ve uygulayan diğer ülkelerin deneyimlerinden faydalanarak, kendi ekonomik ve çevresel ihtiyaçlarını karşılayacak bir model oluşturmayı hedeflemektedir. Türkiye’nin coğrafi konumu, enerji tüketim alışkanlıkları ve ekonomik yapısı, karbon vergisi uygulamasının nasıl şekillendirileceği konusunda önemli faktörlerdir. Türkiye’de karbon vergisinin etkileri, enerji sektörü, sanayi, ulaşım ve tarım gibi farklı sektörlerde çeşitlilik göstermektedir. Enerji yoğun sektörler, karbon vergisinden daha fazla etkilenebilirken, yenilenebilir enerji yatırımları ve teknolojik inovasyonlar, bu sektörlerin karbon ayak izini azaltma potansiyeline sahiptir. Böylece, karbon vergisi, hem çevresel sürdürülebilirlik hem de ekonomik kalkınma açısından Türkiye için stratejik bir araç haline gelebilir. Türkiye’de karbon vergisi uygulamaları, ekonomik, çevresel ve sosyal boyutların dengeli bir şekilde ele alınmasını gerektirir. Hükümet, karbon vergisi politikalarını oluştururken, sosyal adaleti gözetmeli, istihdamı korumalı ve ekonomik büyümeyi desteklemelidir. Ayrıca, karbon vergisinden elde edilen gelirlerin, yeşil teknolojilerin ve yenilenebilir enerji projelerinin finansmanında kullanılması, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayacaktır.

Karbon Vergisinin Amaçları ve Yararları

Karbon vergisi, atmosfere salınan karbondioksit ve diğer sera gazlarının azaltılmasını amaçlayan bir mali tedbirdir. Genellikle fosil yakıtların yanması sonucu ortaya çıkan karbon emisyonlarına uygulanan bir vergi türüdür ve çevresel sürdürülebilirlik açısından birçok yarar sağlar. Olumlu etkileri arasında iklim değişikliğiyle mücadele, yenilenebilir enerjiye geçişin hızlandırılması ve toplumsal sağlığın korunması yer alır. Karbon vergisinin en önemli amaçlarından biri, karbon emisyonlarını azaltmak ve bu yolla iklim değişikliğiyle mücadele etmektir. Bu vergi, tüketicileri ve şirketleri daha az karbon yoğun enerji kaynaklarına yönlendirir. Ayrıca, temiz enerji teknolojilerine yapılan yatırımlar da artar. Böylelikle, enerji verimliliği sağlanır ve çevresel kirlilik önemli ölçüde azaltılır. Karbon vergisi ayrıca ekonomik dönüşümün hızlandırılmasında da kritik bir rol oynar. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı teşvik edilirken, fosil yakıtlara bağımlılık azalır. Bu durum, uzun vadede enerji maliyetlerinin düşmesine ve enerji güvenliğinin artmasına katkıda bulunur. Aynı zamanda, yerel işgücü piyasalarını canlandırarak yeni iş olanakları yaratır ve yeşil ekonominin gelişmesini destekler. Son olarak, karbon vergisi sağlık alanında da yararlar sağlar. Hava kirliliğinin azalması, solunum yolu hastalıkları ve diğer sağlık sorunlarının önüne geçer. Bu da toplumsal sağlık düzeyinin artmasına ve sağlık harcamalarının azalmasına yol açar. Dolayısıyla karbon vergisi, hem çevresel hem de toplumsal açıdan önemli faydalar sunar.
Amaç Yarar
Karbon Emisyonlarını Azaltmak İklim Değişikliğiyle Mücadele
Ekonomik Dönüşüm Yenilenebilir Enerji Kullanımının Artması
Toplumsal Sağlık Hava Kirliliğinin Azalması
Karbon vergisi, sadece ekonomik bir araç değil, aynı zamanda çevresel ve toplumsal sürdürülebilirlik için hayati bir unsurdur.

Karbon Vergisinin Sektörel Etkileri

Karbon vergisi, küresel ısınmanın ana nedeni olan karbon emisyonlarını azaltmak amacıyla birçok ülke tarafından uygulamaya konulan ekonomik bir araçtır. Bu vergi, sektörel bazda çeşitli etkiler yaratmaktadır. Karbon vergisinin sektörel etkilerini farklı açılardan incelemek önemlidir çünkü her sektörde farklı sonuçlar doğurabilir. Karbon vergisinin en belirgin etkilerinden biri, enerji sektörü üzerinde gözlemlenir. Bu sektörde karbon emisyonları oldukça yüksektir ve karbon vergisi bu emisyonları azaltmak için ciddi bir teşvik oluşturur. Enerji şirketleri, daha temiz enerji kaynaklarına yatırım yapma eğilimi gösterir ve yenilenebilir enerji projelerine yönelir. Böylece, fosil yakıtlara dayalı enerji üretimi azalır ve daha sürdürülebilir enerji formları yaygınlaşır. Sanayi sektörü de karbon vergisinden önemli ölçüde etkilenir. Ağır sanayi kolları, genellikle yüksek karbon ayak izine sahip olduğundan, karbon vergisinin yükünü taşıyan başlıca sektörler arasındadır. Bu durum, firmaların daha çevre dostu teknolojilere yatırım yaparak karbon emisyonlarını azaltma yoluna gitmelerine neden olur. Ayrıca, karbon ayak izini azaltma çabaları, firmaların çevresel sorumluluklarını artırarak yeşil ekonomiye geçişte önemli bir adım atmasını sağlar. Son olarak, ulaşım sektörü de karbon vergisinin etkileriyle karşı karşıya kalır. Özellikle kara taşıtları ve havacılık sektörü, yüksek karbon emisyonları ile bilinir. Karbon vergisinin uygulanmasıyla, elektrikli ve hibrit araçlar gibi düşük emisyonlu taşıtlara olan talep artar. Hava yolu taşımacılığı ise, daha verimli motorlar ve sürdürülebilir yakıt kullanma gerekliliği ile karşı karşıya kalır. Özetle, karbon vergisi, enerji, sanayi ve ulaşım gibi önemli sektörler üzerinde belirgin ve yönlendirici etkiler yaratır. Bu etkiler, çevresel sürdürülebilirliği artırarak karbon emisyonlarını azaltmada büyük rol oynar. Böylece, küresel ısınma ile mücadelede etkin bir araç olarak karşımıza çıkmaktadır.

Karbon Vergisinin Avantajları ve Dezavantajları

Karbon vergisi, sera gazı emisyonlarını azaltmak amacıyla hükümetler tarafından uygulanan bir maliyet mekanizmasıdır. Bu vergi, fosil yakıtların kullanımını sınırlamayı ve çevre dostu alternatif enerji kaynaklarını teşvik etmeyi amaçlar. Karbon vergisinin bir dizi avantajları ve dezavantajları bulunmaktadır.

Karbon Vergisinin Avantajları

1. Çevresel Koruma: Karbon vergisi, sera gazı emisyonlarını azaltarak çevreye yönelik olumsuz etkilerin azalmasına katkı sağlar. Bu sayede iklim değişikliğiyle mücadele etmek mümkün olur. 2. Yenilenebilir Enerji Teşviki: Fosil yakıt kullanımını maliyetli hale getiren karbon vergisi, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını teşvik eder. Güneş, rüzgar ve diğer temiz enerji kaynaklarına yatırım artar. 3. Teknolojik İlerleme: Karbon vergisinin varlığı, düşük karbonlu teknolojilerin gelişimini hızlandırır. İnovasyon ve yeni teknolojilerle sera gazı emisyonlarının azaltılması hedeflenir.

Karbon Vergisinin Dezavantajları

1. Ekonomik Yük: Karbon vergisi, kısa vadede işletmeler ve tüketiciler üzerinde ek maliyet yaratabilir. Bu maliyetler, bazı sektörler için finansal zorluklar doğurabilir. 2. Rekabet Dezavantajı: Karbon vergisi uygulayan ülkeler, uluslararası ticarette rekabet dezavantajı yaşayabilir. Verginin olmadığı ülkelerle yapılan ticarette maliyet farkları oluşabilir. 3. Sosyal Adalet Sorunları: Karbon vergisi dolaylı olarak düşük gelirli kesimlere daha fazla yük getirebilir. Enerji maliyetlerindeki artışlar, bu gruplar için önemli bir maliyet unsuru olur.

Karbon Vergisinin Ekonomik Sonuçları

Karbon vergisi, karbon emisyonlarını azaltmak ve çevreyi korumak amacıyla uygulanan bir mali araç olarak dikkat çekmektedir. Bu verginin hedefi, fosil yakıt kullanımını azaltmak, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmak ve genel olarak karbon ayak izini küçültmektir. Ancak karbon vergisinin yalnızca çevresel değil, aynı zamanda ekonomik etkileri de bulunmaktadır. Öncelikle, karbon vergisi uygulayan ülkelerde enerji maliyetlerinde artış gözlenebilir. Bu durum, enerji yoğun sektörlerde faaliyet gösteren şirketler için maliyetlerin yükselmesine yol açar. Özellikle sanayi, ulaşım ve enerji üretimi sektörleri, bu verginin en çok etkilediği alanlardır. Artan maliyetler ise ürün ve hizmet fiyatlarına yansıyabilir, bu da tüketici fiyatlarında genel bir artışa neden olabilir. Bunun yanı sıra, karbon vergisi, hükümet bütçeleri için yeni bir gelir kaynağı oluşturur. Elde edilen gelirler, yenilenebilir enerji projelerine, enerji verimliliği projelerine veya toplumun diğer alanlarına yatırım yapmak için kullanılabilir. Örneğin, bazı ülkeler, karbon vergisinden elde edilen gelirleri yenilenebilir enerji teşvikleri, enerji altyapı projeleri veya düşük gelirli hanelerin enerji faturalarını hafifletmek amacıyla kullanabilirler. Bu tür adımlar, sürdürülebilir kalkınma ve ekonomik büyüme açısından önem taşır.
Karbon Vergisi Etkisi Açıklama
Enerji Maliyeti Artışı Sanayi ve ulaşım gibi enerji yoğun sektörlerde maliyetleri artırır.
Gelir Kaynağı Hükümetler için yeni bir gelir kaynağı oluşturur ve bu gelirler çeşitli projelerde kullanılabilir.
Tüketici Fiyatları Artan maliyetler tüketici fiyatlarına yansıyabilir.
Genel olarak, karbon vergisinin ekonomik sonuçları karmaşık ve çok boyutludur. Bir yandan enerji maliyetlerini artırarak bazı sektörleri olumsuz etkileyebilirken, diğer yandan yenilenebilir enerji yatırımlarının ve sürdürülebilir kalkınma projelerinin finansmanına katkıda bulunabilir. Karbon vergisinin ekonomik dengeler üzerindeki etkilerini anlamak için, uzun vadeli değerlendirmeler yapmak ve politikaların bu açıdan optimize edilmesi büyük önem taşır.

Karbon Vergisi Nasıl Azaltılabilir veya Optimize Edilebilir?

Karbon vergisi, çevresel sürdürülebilirlik açısından büyük bir önem taşımaktadır. Bu verginin optimize edilmesi veya azaltılması, hem ekonomik faydalar sağlayabilir hem de çevresel etkileri minimuma indirebilir. Süreç, farklı stratejilerin ve araçların dikkatlice uygulanmasını gerektirir. İlk olarak, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının artırılması karbon vergisinin azaltılmasına yardımcı olabilir. Rüzgar, güneş ve hidroelektrik gibi enerji üretim seçenekleri, fosil yakıtların yerine kullanılabilir ve böylece karbon emisyonları düşük tutulabilir. Bu amaçla, devletlerin enerji sektöründe yenilenebilir kaynaklar için teşvik ve destek programları oluşturması önemlidir.
  • Yenilenebilir enerji yatırımları
  • Enerji verimliliği projeleri
  • Karbon yakalama ve depolama teknolojileri
Ayrıca, enerji verimliliği projelerinin teşvik edilmesi de karbon vergisinin optimize edilmesine yardımcı olabilir. Binalarda, sanayide ve ulaşım sektöründe enerji verimliliğini artırmaya yönelik yatırımlar ve teknolojik iyileştirmeler, enerji tüketimini azaltarak karbon emisyonlarının düşürülmesine katkıda bulunur. Örneğin, akıllı bina teknolojileri, enerji tasarruflu cihazlar ve yeşil bina sertifikasyon sistemleri bu konuda önemli rol oynar. Karbon vergisinin azaltılması veya optimize edilmesi için bir diğer etkili strateji ise karbon ticareti sistemlerinin uygulanmasıdır. Bu sistemlerde, belirli bir karbon emisyon kotası tahsis edilir ve bu kotayı aşan işletmeler, emisyonlarını düşüren diğer işletmelerden fazla kotayı satın alabilir. Böylece, genel karbon emisyonları sınırlandırılmış olur ve işletmeler arasında emisyon azaltma maliyetleri en aza indirilebilir. “Karbon ticareti sistemleri, iklim değişikliği ile mücadelede etkin bir araç olabilir.” Son olarak, karbon vergisinin optimize edilmesi için toplum bilincinin artırılması gerekmektedir. Eğitim ve farkındalık kampanyaları ile bireylerin ve işletmelerin karbon emisyonlarını azaltma yolları konusunda bilinçlendirilmesi, sürdürülebilir yaşam ve iş modellerinin benimsenmesine katkı sağlar. Böylece, karbon yeterlilik bilinci toplum genelinde yayılır ve vergilendirme politikalarının etkililiği artar. Sonuç olarak, karbon vergisinin optimize edilmesi ve azaltılması için birçok farklı strateji ve uygulama bir arada ele alınmalıdır. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının artırılması, enerji verimliliği projelerinin desteklenmesi, karbon ticareti sistemlerinin uygulanması ve toplum bilincinin artırılması ile hem çevresel hedeflere ulaşmak hem de ekonomik faydalar sağlamak mümkündür.

Karbon vergisi, sera gazı emisyonlarını azaltmak amacıyla fosil yakıtların kullanımına getirilen bir vergidir.

Karbon vergisi, fosil yakıt kullanan bireyler ve işletmeler üzerinden alınır. Vergi oranı, yakıtın karbon içeriğine göre belirlenir.

Karbon vergisinin amacı, karbon emisyonlarını azaltarak iklim değişikliği ile mücadele etmektir. Ayrıca, temiz enerji kaynaklarının kullanımını teşvik eder.

Karbon vergisi, Kanada, İsveç, Norveç, ve Birleşik Krallık gibi birçok ülkede uygulanmaktadır.

Karbon vergisi, fosil yakıt kullanımını azaltarak hava kirliliğini ve sera gazı emisyonlarını düşürür, bu da çevre sağlığına olumlu etkiler yapar.

Karbon vergisi, fosil yakıtların maliyetini artırarak tüketicilere daha yüksek enerji maliyetleri getirebilir. Ancak, bu durum temiz enerji ve enerji verimliliğine geçişi hızlandırabilir.

Karbon vergisi, kısa vadede bazı sektörlerde maliyet artışlarına yol açabilir. Ancak uzun vadede, inovasyon ve temiz enerji yatırımlarını teşvik ederek ekonomik büyümeyi destekleyebilir.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Whatsapp
Hemen Ara